AĞLATAN ŞİİR
Kışımız oldun Ağustos
Toprak kurudu
Dudak çatladı
Ölüm beklemedi akşamı
Aldın elimden babamı
Anam ağladı
Bacım ağladı
Dalda kuş ağladı...
Bulutlar gözyaşı yağdı
Irmaklar hasret aktı..
İki katlı sarı evde
Beş çocuk yetim kaldı
balığa gidipte dönmedin sandı
Anamın gözü camda kaldı
Akşam sofrada ,kimse yerine oturamadı
Yastığın ağladı
Şapkan ağladı
Duvarda asılı tesbihin ağladı.
Boş kasa yüklediğimiz ulusta
Seni bekleyen bir çocuk kaldı....
Güz geldi geçti
İçimizde hep kış vardı
Sürüldü tarlalar
ekildi ekinler
Baktıkça bastığın yerlere
İçimizde büyüyen yokluğun kaldı
Traktör ağladı
Pulluk ağladı
kapıda asılı ceket ağladı...
Bayramlar geldi geçti
Tatsız tuzsuz
Lokmalar düğümlendi
Gözlerde yaş vardı
Yokluğuna kimse alışamadı
Çayırlar büyüdü
Biçildi otlar
Yola düştü ot yüklü kamyonlar
Akla geldikçe anılar
Kamyon ağladı
Yollar ağladı
Balya balya otlar ağladı ...
Yaz geldi
Yürekler ısınmadı
Harmanlar kalktı
Irmak kıyısında bostanlar sulandı
Karacakayada Hamzalı’da bir namın vardı
kesildi kavunlar
yüklendi motorlar
çekilen çileler yanımıza kar kaldı
kavun ağladı
kantar ağladı
motorcu sadik ağladı ...
doldu boşaldı toptancı halin peronları
mallar indi mallar bindi
nakliyeciler sefere gitti
pazarcılar ,manavlar sıraya girdi
hamallar terini sildi
komisyoncular parasını bildi
ekmek davası hiç biter mi
bizimde buralarda yerimiz vardı
ismin kayıtlarda kaldı
bilemesin içimiz ne yandı
durak ağladı
peron ağladı
ben ağladım......
KIRKINCI GÜN
Kurumadı göz yaşı, durmadan aktı
Acı ,katmer katmer deryayı sardı
Geçti günler, kırkıncı güne vardı
Yattığın yerde mutlu musun baba
Boş kaldı evin barkın, yerin yurdun
Yokluğunla bizi ciğerden vurdun
Evlat, torunu nasıl yetim koydun
Gittiğin yerde rahat mısın baba
Ortakcı ne uyku kaldı ne tünek
Bu yalan dünya böyle mi geçecek
Vadesi dolan yanına gelecek
Berzahta bizi bulur musun baba
BENİDE ÖRT
Geldin mi acı gün, Ağustos on dört
Üşüdüm kara toprak , beni de ört
Görülmedi ciğerde ,böyle bir dert
Yandı yıkıldı ,ana oğul her fert
On yedi otuz ,ölüm vurdu saat
Yaşananlar bize büyük fecaat
Dindirmez acımızı ,hiç bir vaat
Ağlayın cümle alem ,tüm cemaat
Ağlarım ağlarım ,anam ağlarım
Babam diye diye , kara bağlarım
Eridi kalmadı, yürek yağlarım
Çekildi damar, kurudu kanlarım
Ortakcı geldi ,başa acı ölüm
Kurudu bahçede ,gonca da gülüm
Düştü daldan ,artık ötmez bülbülüm
Yeter ,ruhun cana verdiği zülüm
HASTANE
Hastane geceleri uyku tutmaz
Ağrı gelir de babamı uyutmaz
Nasıl bir dert göz yaşımı kurutmaz
Kalk gidelim baba şifan Allahtan
Gelir gider yemekler tatsız tuzsuz
Yiyemez ki babam bakar umutsuz
Yutulamaz oldu lokmalar susuz
Kalk gidelim baba cefan Allahtan
Değerleri düştü karni da şişti
Başımıza gelen bu nasıl işti
Zeynep doktorum imdada yetişti
Kalk gidelim baba derman Allahtan
Yormayın babamı vallahi bıktık
Kurbanlık gibi gözünüze baktık
On yedi otuzdu ölüsün aldık
Kalk gidelim baba ferman Allahta
ACI GÜN
Ağlamakla dertler silinmiyor
Çok ağlattin bizi baba
Hastane kapıları şifa vermedi
Çok beklettin bizi baba
Arif dedeye bel bağladık
Çok umutlandık baba
Kurtar der gibi gözümüze baktın
Çok çırpındık baba
Kefen gömleğini sırtına giydin
Çok üzdün bizi baba.
BABA
Felek çevirse de çarkını
İmam okuyamaz duanı
Terk ettin evini barkını
Kalmış kapıda ,ayakkabın baba.
Elbiseleri katladılar
Sevip koklayıp ağladılar
Yürekleri parçaladılar
Yastığın, şapkan yas içinde baba
Bastığın yerde izin durur
Kayıp acısı cana vurur
Fidanların da sensiz kurur
Araban kalmış toz içinde baba
Köyde toprağını suladım
Hem suladım, hem de ağladım
Yürekte karalar bağladım
Yatarsın artık, nur içinde baba.